“Türkiye Yüzyılı” projesiyle ülkemiz siyasi, ekonomik, askerî, diplomatik alanlarda “tam bağımsızlık” hedefiyle emin adımlarla ilerlerken, dünyanın önde gelen kuruluşlarından yapılan analizler de bunu doğruluyor. Yazdığı analizlerle ABD politikalarına yön verdiği söylenen National Interest dergisi, ABD hegemonyasının çekim gücünden kurtulan Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda uluslararası arenada en çekinilen aktörlerden biri olacağını yazdı. Uluslararası ilişkiler denilince akla gelen ilk yayın kuruluşlarından Forreign Affairs dergisi ise, ABD’ye bağımlı Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan yönetiminde zincirlerini kırdığını ve ABD ile eşit ilişkilere sahip bir dünya gücüne dönüştüğünü kaydetti.
“Orta Güçlerin Çağı Geldi” başlığıyla servis ettiği makalede National Interest dergisi, Türkiye, Hindistan ve Brezilya gibi küresel arenanın parlayan yıldızı olan ülkelerin, ABD hegemonyasının zayıflamasıyla birlikte sınıf atlayacağını yazdı. Otorite boşluğunun bu ülkeler için fırsat olduğunu yazan dergi, çift kutuplu dünyada ABD’ye bağımlılığı olan bu devletlerin zincirlerini kopardığını
ve bağımsız hareket ettiklerini ifade etti.
Türkiye’nin son dönemde ABD ve diğer ülkelerin baskılarına boyun eğmeden küresel ve bölgesel hedefleri doğrultusunda hareket ettiğini yazan dergi, “Türkiye’nin son dönemde Orta Doğu, Güney Kafkasya, Orta Asya ve Afrika’daki faaliyetleri, Ukrayna ve Filistin-İsrail çatışmasındaki aktif rolü, bölgesel bir hegemonya olma eğiliminin bir örneği” değerlendirmesinde bulundu. Türkiye’nin Orta Doğu’da daha bağımsız ve iddialı bir aktöre dönüştüğünü yazan dergi, Türkiye’nin de aralarında olduğu “Orta güçlerin” milli çıkarları doğrultusunda kendi ortaklarını belirlediğini ifade etti. Türkiye’nin bu yükselişinin ABD hegemonyasına tehdit oluşturduğu ifade edilen yazıda, ABD’nin dikkatli davranması ve “Orta güçlerle” işbirliği tavsiyesi verildi.
Foreign Affairs’in “Kendinden şüphe eden süper güç” isimli analizinde ise, “ABD gerçek rakiplerin at koşturduğu, ülkelerin -Washington’a rağmen- çıkarlarının peşinde koştuğu bir dünya ile karşı karşıya. Yeni dinamiği anlamak için Rusya ve Çin’i bir kenara bırakın. Türkiye’ye bakın” denildi. Türkiye’nin Erdoğan yönetiminde son otuz yılda bağımsızlaştığına dikkat çeken dergi, “30 yıl önce ABD’nin sadık bir müttefikiydi. Bugün daha zengin, siyaseten daha olgun bir ülke. Güçlü ve popüler bir lider tarafından yönetiliyor. Rutin olarak ABD’ye meydan okuyor” diye yazdı.
ABD’nin Irak’ı işgali için Türk üslerini kullanmak istediği 2003 yılında, Erdoğan yönetiminin “1 Mart Tezkesi’yle” ilk kez ABD’ye hayır demeye başladığını yazan dergi, Washington yönetiminin buna hazırlıksız olduğunu dile getirdi. Her ekonomik krizde ABD’ye koşan Türkiye’nin artık kendi ortaklarını seçme özgürlüğüne sahip bir ülke konumunda olduğu ifade edilen analizde, “Türkiye 2017’de Rusya’dan füze sistemi satın almak için bir anlaşma imzaladı. Ve bunu NATO’ya rağmen yaptı. İki yıl sonra Türkiye, Amerikan müttefikleri olan Suriye’deki Kürt güçlerine (PKK/YPG) saldırarak ABD’ye bir kez daha burun kıvırdı” değerlendirmesinde bulunuldu.
Ülkesini ABD üssüne çeviren, her alanda Washington’a bağımlı hale gelen Atina, Türkiye karşısındaki acziyetini üst düzey makamlardan dile getiriyor. Son olarak Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias, Kathimerini gazetesine verdiği röportajda, ülkesini Türkiye ile kıyasladı. Havacılıkta Türkiye’nin, Yunanistan’dan çok daha önde olduğunu belirten Dendias, “Türkiye atılımlar yaptı, biz ise geriye doğru adımlar attık” ifadelerini kullandı. 1980’lerde ülkesinin Türkiye’den daha gelişmiş imkanlara sahip olduğunu iddia eden Yunan bakan, “Bir de bugün, 2024’te Türkiye ve biz nerede bulunuyoruz, ona bakın” diye konuştu. Batı’yla olan ilişkisini revize ederek bağımsızlaşan Türkiye’nin sanayi ve üretimde sınıf atladığına dikkat çeken Dendias, “Şu ana kadar elimizde ne var? Hiç ya da hiçe yakın yerli üretim” diye konuştu.