Almanya Anayasa Mahkemesi, Alman koalisyon hükümetinin Kovid-19 salgını döneminden kalma 60 milyar avroluk kullanılmamış krediyi bir iklim fonuna aktarma kararının anayasaya aykırı olduğuna karar verdi.
Mahkeme, ülkenin borç frenindeki istisnaların ihlali nedeniyle 2021 yılı ikinci ek bütçesinin anayasaya aykırı ve geçersiz olduğunu ilan etti.
Alman hükümeti, 2021’de bütçe değişikliğiyle, Kovid-19 salgını tedbirlerine yönelik 60 milyar avro tutarındaki kullanılmayan krediyi İklim ve Dönüşüm Fonu’na (KTF) aktarmaya karar vermişti.
Mahkemenin kararında ilk olarak borç tavanının, Kovid-19 krizinde de olduğu gibi ancak acil bir durum olması durumunda aşılabileceği, buna karşın fonların iklim fonuna aktarılmasının bu koşulları karşılamadığı belirtildi.
Kararda, halihazırda üstlenilen yükümlülükler artık yerine getirilemiyorsa, yasama organının bunu başka yollarla telafi etmesi gerektiği vurgulanarak “Yasa koyucu, acil durum ile buna yanıt olarak alınan kriz yönetimi tedbirleri arasındaki gerekli fiili bağlantıyı yeterince gösteremedi.” ifadesine yer verildi.
Alman hükümeti daha önce mahkemeden gelecek olumsuz bir karar için bir acil durum planı olduğunu açıklamıştı.
Anayasa Mahkemesinin kararının ardından açıklamada bulunan Almanya Başbakanı Olaf Scholz, kararın ayrıntılı olarak incelenmesi gerektiğini belirterek “Bu kararın ardından yatırımlar için gerekli fonların alternatif yollarını bulmamız gerek.” dedi.
Kovid-19 salgını sırasındaki acil durum nedeniyle Alman federal hükümeti, borç alımını 60 milyar avro artırmıştı. Fakat Kovid-19 ve sonuçlarıyla başa çıkmak için söz konusu krediye ihtiyaç duyulmadı.
Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller Partisi ve Hür Demokrat Parti’nin (FDP) oluşturduğu koalisyon hükümeti, söz konusu krediyi ülkenin İklim ve Dönüşüm Fonu için kullanmak istemişti.
Kararın Almanya’nın 2024 bütçesini etkilemesi bekleniyor. Karar, hükümetin, artık ek olarak 60 milyar avroyu da hesaba katmasını ve vergi artışlarında hükümet ortakları arasında anlaşmazlık nedeniyle başka yerlerdeki harcamaları kısmasını gerektirecek.
Söz konusu karar sonrasında zaten kırılgan olan üç partili koalisyonda gerilimin ve muhalefet baskısının artırması bekleniyor.